Sahip!

Çarşamba, Şubat 17
Bütün alfabe benim.



~ Çe-liş-ki.

*Adam

Çarşamba, Şubat 10
*Ne kurgu, ne senaryo.
Önce masabaşı sonra dosyalar arası.
Önce sessizdi toydu. Sonra yönetendi ve geveze.
Oysa Tuhaf gelir şimdi bitiş.
__________________

Çenesinin altında pıhtılaşmış kanın lekeleri, akşamdan kalan. Elinde temizlenmek için sıra bekleyen silahı , geceye kalan. Beyninde aptal senaryolar(hani şu gençlerin izlemek için gittiği tipik gerilim filmindekilerden). Zihninde kocaman boşluk.

Bunalım yok. Aptal gerginliklerde. Önce kanı silmeli. Sonra silahı temizlemeli. Yedek gömleği bulunurdu heran bir yerde. Olmadı kurbanın evinde. (Şakaydı. Kurbanların eşyalarını alamazdı. Hırsızlık olurdu bu.)

Dün ki kurban baba oğuldu. Tekiyle yetinememiş bir hayvandı , aradığı.

Çok ses vardı.
##

Etrafına bakındı adam. Kendisine benzeyen çok vardı. Çünkü hiçbiri bir diğerine benzemeye çalışmıyordu. Hepsi aynıydı.Torbadaki pirinçler gibi. Kalabalık hissetti adam. Evini özlemişti adam. Bir hafta olmuştu , basitçe bitmişti. Aslında gemide kapalı kalmak da pek hoşuna gitmemişti. Ama sinirlenmemeliydi adam. Çünkü bu sefer kan kırmızı değildi.

Beyazdı. Bir kaç ton civarı. Bembeyazdı.

##

Ve kırmızıyı hiç sevmezdi adam. Kirlenmiş hisserdi kendini. Sevgililerinin boynuna sarılırken, suçlu hissederdi kendini. Sevgililerini beklettiği için. Sevgilileri tek başlıkta onu beklediği için.

Adam kırmızıyı sevmezdi.

##

Karısı vardı adamın. Birde Kızı. Vakti gelmişti. Tanınmıştı, mekan değiştirmeliydi.
Mekanı değişti adamın. Adam "KENDİ" maaşını parası sanardı. Fazlasını anlattılar. Sözcüklerini zorladılar. Adam anlamadı. Çünkü o anlayamadı. Adam tanındı.


Değişti yine mekanı.

##

Karısı vardı adamın ikide kızı. Birde oğlu.
Yine kan vardı yüzünde adamın. Kırmızı katılaşmış kan vardı yüzünde. Alışkındı adam kana. Tiksintiyle baktı aynaya. Ağladı adam. Suçlu hissettiği için. Önce kendisinden utandı, sonra etrafındakilere bakındı. Küfür etti adam.

Öz kızına tecavüz eden adamı kendi öldüremediği için. Küfür etti adam.

##
Sonra,
Adamlar bir nesli zehirledi. Adam küfür etti.
Adamlar haklı bulundu. Adam hakaret etti.
Adamın şerefsiz benzerleri yüzünden, Adam kirli anıldı.
Adam duş aldı çocuğunu sevdi.
Adamları vuracaktı silahıyla. Adam eşini yaraladı.
Adamlar dayandılar Adama , Adam dayandı.
Adamlar korkar oldu. Adam yoruldu.

Ve
Adam sustu. Sevgilileri konuştu. Adam son kez sustu. Sevgilisi konuştu;

" Babam emekli oldu. "

Yolluk.

Cumartesi, Şubat 6
Bir adam bağırdı. Ayakta Boş! Kadın ona baktı. Adam sustu. Kadın kulaklığı çıkardı , cebini karıştırıp bir kaç kuruşluk parayı eline aldı.Ve "Müsadenizle" dedi. Adam çekildi.Yağmur şemsiyeyle sevişmesini istemeyerek de olsa bitirdi. Yarım kalan işini , diğer tenlerde tamamlamayı düşündü. Yağmur.

Kadın minibüse biner binmez hemen parayı uzattı. Şoför paraya baktı. Tamdı para. Eyvallah yenge , dedi ardından. Cama yaslanmaya çalışan kadının. Ellerini saçlarına götürdü kadın. Kızıl, yıpranmış saçlarına. Melankoli kızı oynamadığını biliyordu. Saçlarının renginin doğal durmadığınıda. Kulaklığını birkaç denemeden sonra yerine taktı. Acaba dışardan bakınca, kulaklarının yerini unuttuğunu sanan ucubeler varmıydı? Kafasını aşağıya eğip, burnunun yanını kaşıdı. Ve diğerlerine baktı.Sinsice gülümsedi. Filmlerde ki kahramanlar öyle yapardı. Gayet iyi bir yöntemdi. Sırayı bozmadan izlemeye başladı. Şöförün yanında oturan göbekli adam konuşuyordu. Sanki zihnindeki müziği söyleyen o adamdı. Krem rengi ile asker yeşili arasındaki montu başındaki kasketi ve elindeki mikrofonuyla. Yıllara meydan okumuş sanatçı edasıyla şarkıya devam ediyordu.Brutal atmasından korktu kadın.

-Sırada ki.-

Şoförün arkasındaki yaşlı kız bastonunu okul çantasının yanına koydu.Ve sevgilisinin koluna girdi.Sevgilisi kokuşmuş çiçekleri düzeltti. Sevgisine dair olan. Saat öğlendi. İşten çıkan ergen amcalar yoktu. Ter kokusu yoktu. Herşey fazlasıyla normaldi.

Ve telefonu titredi kadının.

Fahişe şemsiyesinden zoraki kurtulan parmakları cebine gitti. Arayan kendi numarasydı. Zaten başka kim aradı ki onu. Telefonu açtı. "Hed, bugün birşey var." dedi hattın içindeki. "Hayrola ? "diye cevap verdi kadın.O aptal espiriyi telefondaki yapmadan zihni tekrarlamaya başladı. "Hayır olucaksa neden e.. " (-!kes).

"Ordasın dimi hed. Hadi dinle beni!" Başka şansımı vardı ki melankoli olmadığını bilen kızıl saçlı kadının. "Efendim?" diye düşündü. "Taşınıyorum , devlet yurt verdi sonunda." Kadın kaşlarını çattı. Burnunu kaşıdı." Ne yani, gidiyor musun şimdi?" telefonda ki ses verdi. "Kes artık telefonda ki demeyi be aptal. Beynin büyüdü, ruhun kilo aldı rahat edemiyorum. Her dediğimi yapman bunaltıyor beni. Daha önce kaç defa dedim sana." Kadın kulaklığı çıkardı. Radyoda zz top çalıyordu. Kadın kulaklığı yeniden taktı. İç sesi "Eee, hadi bana eyvallah. Ayrıca ilerde in. Trafik çok yürüyerek gidersin." Kadın "peki." dedi. Telefonu kapattı. Müsait bir yerde! dedi. Şoförün yanında ki adam borçlarından bahsetmeye devam ediyordu.

Minibüs durdu, kadın indi. Dinlediği şakıya kulak verdi. Yağmur durmuştu. Şarkı devam ediyordu.
" Yolculuk bitti, şimdi güven devri.
Yolculuk bitti. Hay hay!"*


_________
*(Kesmeşeker-Yolculuk bitti.)